İş zekası alanında çokça kullanılan analytics
teriminin, BT dünyasında en çok kafa karışıklığına yol açan terimlerden
birisi olduğunu düşünüyorum. Kısaca tanımı verip, sonrasında
karışıklığın sebebini vereceğim.
Tanımla başlayacak olursak, analitiksel düşünce (analytical thinking) , bir problemi sebep sonuç ilişkisini gözeterek alt parçalara ayırma, analiz etme ve çözümleme yeteneğidir. Bu işlemin yazılan bir bilgisayar programı tarafından eldeki veri kullanılarak yapılmasına ve sonuç çıkarmaya ise analitik (analytics) denmektedir.
Bu tanıma uygun olarak, analytics kelimesi, bilişim dünyasında birkaç sene önceye kadar veri madenciliği ile uğraşanlar tarafından, veri madenciliğinde kullanılan istatistiksel ve makine öğrenmesi yöntemlerini tek kelimede ifade edebilmenin aracıydı. Daha sonraları özellikle Google analytics ürünü ile birlikte web dünyasında temel metrikleri ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Bu açıdan bakıldığında, bir web ara yüzünden seçenekler seçilerek oluşturulan ve bu seçeneklerin arka tarafta bir sorgu diline dönüştürülmesi ile birlikte alınan sonuçların grafik bir arayüz ile kullanıcıya sunulduğu ortamların genel ifadesi olarak, iş zekası profesyonellerinin sıklıkla kullandığı bir terim haline geldi. İş zekası alanındaki ürün geliştiricilerin bu kelimeyi sevmesi ile de yaygınlaştı.
Bu şekilde iki ayrı kullanım alanı ile birlikte bir şekilde profesyonellerin bile karıştırabildikleri bir konu haline geldi. Bu sıkıntı, veri madenciliği ile uğraşan kesimin veri işleme dünyasında oran olarak küçük olması nedeni ile yakın zamana kadar çok dikkati çekmedi. Büyük verinin işlenmesi süreçlerinin, veri işleme dünyasına gittikçe daha çok yayıldığı bu günlerde, özellikle büyük verinin işlenmesinin analytics ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanması, karmaşayı arttırdı. Özellikle in-memory-anaytics teknolojisi ile büyük verinin hızlı bir şekilde sorgulanmasını sağlayan ve verinin RAM üzerinde tutulmasına dayanan sorgulama tekniklerinin gelişmesi ile birlikte bu karmaşa daha da arttı.
Tanımla başlayacak olursak, analitiksel düşünce (analytical thinking) , bir problemi sebep sonuç ilişkisini gözeterek alt parçalara ayırma, analiz etme ve çözümleme yeteneğidir. Bu işlemin yazılan bir bilgisayar programı tarafından eldeki veri kullanılarak yapılmasına ve sonuç çıkarmaya ise analitik (analytics) denmektedir.
Bu tanıma uygun olarak, analytics kelimesi, bilişim dünyasında birkaç sene önceye kadar veri madenciliği ile uğraşanlar tarafından, veri madenciliğinde kullanılan istatistiksel ve makine öğrenmesi yöntemlerini tek kelimede ifade edebilmenin aracıydı. Daha sonraları özellikle Google analytics ürünü ile birlikte web dünyasında temel metrikleri ifade etmek için kullanılmaya başlandı. Bu açıdan bakıldığında, bir web ara yüzünden seçenekler seçilerek oluşturulan ve bu seçeneklerin arka tarafta bir sorgu diline dönüştürülmesi ile birlikte alınan sonuçların grafik bir arayüz ile kullanıcıya sunulduğu ortamların genel ifadesi olarak, iş zekası profesyonellerinin sıklıkla kullandığı bir terim haline geldi. İş zekası alanındaki ürün geliştiricilerin bu kelimeyi sevmesi ile de yaygınlaştı.
Bu şekilde iki ayrı kullanım alanı ile birlikte bir şekilde profesyonellerin bile karıştırabildikleri bir konu haline geldi. Bu sıkıntı, veri madenciliği ile uğraşan kesimin veri işleme dünyasında oran olarak küçük olması nedeni ile yakın zamana kadar çok dikkati çekmedi. Büyük verinin işlenmesi süreçlerinin, veri işleme dünyasına gittikçe daha çok yayıldığı bu günlerde, özellikle büyük verinin işlenmesinin analytics ile eş anlamlı olarak kullanılmaya başlanması, karmaşayı arttırdı. Özellikle in-memory-anaytics teknolojisi ile büyük verinin hızlı bir şekilde sorgulanmasını sağlayan ve verinin RAM üzerinde tutulmasına dayanan sorgulama tekniklerinin gelişmesi ile birlikte bu karmaşa daha da arttı.
Yorumlar