Merhaba,
Ağırlıklı olarak Telekom sektöründe uzun yıllardır
çalışmakta olan birisi olarak, büyük şirketlerdeki verinin ilk çıkış
noktalarından, raporlarda yer alması ve karar destek sistemlerinde
görünmesine kadar giden süreçler hakkında önemli bir bilgi birikimim oldu. Bu
bilgi birikimi farklı noktalardan bakışı gerektirir ve az sayıda
profesyonel, bu bakışa sahip olma ayrıcalığını taşır. Sürekli değişen Bilgi Teknolojileri (BT) araçları ve yüksek rekabet ortamı içinde bu bilgi ve tecrübeyi
sürekli güncel tutmakta ayrı bir gayret gerektirir.
Tabii ki bu tecrübede kullanılan araçların yeri
yadsınamaz. Atalarımız alet işler el
övünür derken haklı bir noktaya temas etmişler. Fakat bu
bizde, aletin işin en önemli parçası olduğu şeklinde bir yanılsama
yaratmasın. Peki, işin en önemli kısmı nedir öyleyse? Bu soruya yanıt vermeden
önce sürece biraz yakından bakmakta fayda var.
Gerçekte birbirine benzeyen büyük şirket yada kurumlarda (yazının devamında ikisi içinde büyük organizmalar
kelimesini kullanacağız) temel kavramlar ortaktır fakat o
şirketin/kurumun kültürü yada birikimi olarak adlandırabileceğimiz iş yapma tarzı farklılıklar
arzeder. Bunun nedenleri arasında;
- yönetim anlayışı farklılıkları,
- zorunluluklar,
- kaynak bolluğu yada kısıtları,
- çalışan ekibin sinerji yaratıp yaratamadığı,
- yapılan işlerde önceliklerin nasıl belirlendiği
gibi birçok faktör yer alır. Doğası itibarı ile zaten
karmaşık olan iş süreçleri ancak;
- ön analiz,
- detaylı analiz,
- dizayn,
- geliştirme
- test
- üretime alma.
safhalarından geçtikten sonra kurum yada şirket
açısından faydalı bilgiler üretir. Tabii burada unutulmaması gereken önemli bir
nokta, çıktılarından yararlanılan bir projenin gerçekte asla bitmediğidir.
Eğer bu bir gerçekse, bir projenin başlangıcında en az bazen hiç
düşünülmeyen kısmı olan operasyon
adımı projelerde en uzun süre devam eden adım olarak
görülebilir.
Soruyu unuttuğumu sanmayın. "Peki, işin en önemli
kısmı nedir öyleyse?" Vücudun yaşaması için gerekli olan kanın, vücut için gördüğü işlev ne
ise verinin kurumlar içinde ki yeri ve önemi aynıdır. Hayatidir. Yani bir tool/alet olmadan da işlerinizi yapmanın bir yolunu zorda olsa
bulabilirsiniz, ama veri olmadan asla! Bu hayatilik verinin üretildiği
noktalardan, kullanılacağı noktalara ulaştırılması konusunda günümüzün en zor
BT problemlerini önümüze çıkarır.
İnsan vücudunu organizasyonlar için bir prototip
olarak alırsak kavramları daha iyi oturtabiliriz. Vücudumuzda organlarımız bir
organizasyondaki departman veya bölümler ile benzer özellikler taşır. En önemli
özellikleri bir konuda uzmanlaşmış olmalarıdır. Uzmanlaşma, organizmayı ilgilendiren birçok diğer konudan ya az bilgi sahibi olmayı
yada hiç bilgi sahibi olmamayı birlikte getirir. Gelişmiş organizmalarda bu temel bir özelliktir. Az gelişmiş
organizmalarda bir organ birden fazla işlev görür fakat genelde hiç birinde çok
iyi değildir yada az kapasite ile işlevlerini yerine getirir. Uzmanlaşmayı bu
şeklide temel bir özellik olarak ortaya koyduğumuzda kaçınılmaz olarak iletişim ikinci sırada
konumlanır ve hemen ardından ihtiyaç ve isteklerin karşılanması gelir. Bu
üçlü, bütün büyük organizmalarda birlikte işler ve ne kadar iyi işlediğine
paralel olarak organizma büyümeye ve/veya gelişmeye devam eder.
- uzmanlaşma
- iletişim
- ihtiyaç ve isteklerin karşılanması
Uzmanlaşan organ ne ile uğraştığını bilir ve günlük
hayatına bu şekilde devam eder. Bu açıdan bakıldığında, Pazarlama bölümleri müşteri
sayısını arttırmaya çalışırken, Finans bölümleri müşterilere yapılan satış veya hizmetlerden elde
edilmesi gereken gelirleri toplamaya, doğru şekilde kayıt altına
almaya çalışır. Teknik bölümler ise diğer bölümler temel işlevlerini yerine getirirken ihtiyaç duydukları
teknik altyapıyı kurmak, geliştirmek, ve bakımını yapmakla yükümlüdür. Bu
anlamda Finans bölümü organizasyonun müşteri sayısını arttırmayı günlük işleri
açısından öncelik olarak ele almaz, yada Pazarlama bölümü verilen hizmetlerden
kazanılması gereken gelirlerin toplanması konusunda fikir yürütmez. Toplam
rakamlar yada kırılımlarla ilgilenmez demiyoruz bununla, sadece müşteri aldığı
hizmetin bedelini ödeyecek mi diye bir kaygısı öncelikli değildir. Teknik
kısımlarda benzer şekilde teknik altyapı ile ilgilenirken, finans ve
pazarlamanın gerçek hassasiyetlerinin farkına varmaz çoğu zaman. İşe yukarıdan
bakıldığında ise bölümler ne kadar iyi işlerse müşteri ve hizmet kalitesinin
artmasına dolayısı ile gelirlerin artmasına olumlu yönde katkıda bulunurlar.
Bu resme bakınca, organizmanın gelişip
büyümesinin doğal olarak amaçlarda farklılığı da beraberinde
getirdiğini görüyoruz. Bu farklılıklar, verinin kurum/şirket içinde aldığı yol,
geçirdiği aşamalar açısından en çok dikkat etmemiz gereken noktadır. Bu
şekilde sloganımıza erişmiş oluyoruz. Veri öyle bir değerdirki "doğru şekilde, doğru zamanda, doğru kişiler" e ulaştırıldığında nitelikli bilgiye oradanda
kazanca dönüşebilir. Yani üç doğruyu yapmak zorundayız;
- Doğru veri,
- Doğru zamanda,
- Doğru kişiler/sistemlerde.
olursa organizma sağlıklı bir şekilde işleyebilir.
Sağlıcakla kalın.
Yorumlar